Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılının üçüncü çeyreğine ait Finansal Hesaplar Raporu'nu yayımladı. Raporda, yurt içi yerleşik sektörlerin toplam finansal varlıklarının 114 trilyon lira, yükümlülüklerinin ise 123 trilyon lira olduğu belirtildi. Bu durum, Türkiye ekonomisinin net finansal pozisyonunun açık verdiğini gösteriyor. Ancak, GSYH'ye oranla net finansal pozisyon açığı, bir önceki çeyreğe göre 6 puan azalarak %23,3 seviyesinde gerçekleşti. Bu düşüş, ekonomideki finansal istikrarın güçlenmesi yönünde olumlu bir işaret olarak yorumlanabilir. Raporda ayrıca, toplam ekonominin bu çeyrekte GSYH'nin %3,4'ü oranında net borç aldığı vurgulanmıştır. Bir önceki çeyrekte ise net borç veren konumundaydı. Bu durum, ülke ekonomisinin kısa vadeli finansal ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla borçlanmaya yöneldiğini gösteriyor. Uzun vadede ise bu durumun sürdürülebilirliği, uygulanacak politikalarla yakından ilişkilidir. Devam eden ekonomik göstergeler ve uygulanacak mali politikalar bu durumun gelecekteki seyrini belirleyecektir.

Sektörel Finansal Bilançolar

Rapora göre, toplam ekonomi finansal borçlu pozisyonunda bulunurken; hane halkı ve dünyanın geri kalanı yurt içi diğer sektörlerden alacaklı konumundadır. Finansal olmayan kuruluşlar ve genel yönetim ise diğer sektörlere borçludur. Finansal kuruluşlar ise aracılık rolleri nedeniyle dengeye yakın bir net finansal pozisyon sergilemektedir. Bu durum, finansal piyasaların genel dengesini koruyabilecek bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, sektörel farklılıklar dikkate alınarak daha ayrıntılı bir analiz yapılması ve risklerin değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Özellikle finansal olmayan kuruluşların borçlanma durumunun yakından takip edilmesi gerekmektedir.

Hane Halkı ve Finansal Olmayan Kuruluşlar

Hane halkı finansal varlıklarının yaklaşık %60'ını para ve mevduat oluştururken, yükümlülüklerinin tamamına yakını kredilerden oluşmaktadır. Bu durum, hane halkının finansal kaynaklarının önemli bir bölümünü bankalardaki mevduatlarında tuttuğunu ve kredi kullanımıyla harcamalarını finanse ettiğini gösteriyor. Öte yandan, finansal olmayan kuruluşların finansal varlık ve yükümlülüklerinin önemli bir kısmını (%64 ve %49) firmaların ticari işlemlerinden kaynaklanan alacaklar ve borçlar oluşturmaktadır. Bu durum, özel sektörün birbirine olan bağımlılığını ve ticari kredilerin önemini vurguluyor. Bu durumun sürdürülebilirliği, özel sektörün finansal sağlığı ve ticari güven ortamıyla yakından ilgilidir.

Borçluluk Oranları ve Karşılaştırma

Raporda, Türkiye'deki yerleşik sektörlerin toplam borcunun diğer ülkelerle karşılaştırıldığında düşük seviyede olduğu belirtilmiştir. Kredi ve borçlanma senetleri niteliğindeki toplam borcun GSYH'ye oranı 2024'ün üçüncü çeyreğinde %92 olarak gerçekleşmiş ve önceki çeyreğe göre azalmıştır. Bu, Türkiye ekonomisinin dış borçlanma kapasitesinin ve finansal istikrarının göstergelerinden biridir. Ancak bu oranın, gelecekteki ekonomik gelişmelere bağlı olarak değişebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Uluslararası karşılaştırmaların yapılması ve sürekli izleme, Türkiye ekonomisinin finansal sağlığı açısından oldukça önemlidir.