Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Suudi Arabistan'da düzenlenen Gelişmekte Olan Piyasa Ekonomileri Konferansı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Enflasyonun yüksek olmasına rağmen düşüş trendinin devam edeceğini belirten Şimşek, hükümetin enflasyonla mücadeleye ve mali disipline öncelik verdiğini vurguladı. Hizmet fiyatlarındaki yapışkanlık, özellikle kira ve eğitimde yaşanan geriye dönük endekslemeler enflasyon düşüşünü yavaşlatıyor. Gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar da bir diğer zorluk olarak sıralandı. Ancak, Şimşek, enflasyon beklentilerinde iyileşme olduğunu ve bu yıl sıkı para politikasıyla daha sıkı maliye politikasını, destekleyici gelir politikasıyla birleştireceklerini belirtti. Bu politikaların, enflasyonun düşüşünü destekleyeceğini ve beklentileri olumlu etkileyeceğini ifade etti.

Sıkı Para ve Maliye Politikası

Türkiye'nin son iki yıldır deprem ve yeniden inşa için 74 milyar dolar harcama yaptığını hatırlatan Bakan Şimşek, bu harcamaların GSYH'nin %6'sının üzerinde olduğunu ve sadece konutları değil, tüm altyapıyı kapsadığını söyledi. Geçen yıl GSYH'ye oranı %5 civarında olan bütçe açığının bu yıl %3'e düşürülmesini hedeflediklerini açıkladı. Kamu borcunun GSYH'ye oranının ise %25 seviyesinde olduğunu belirtti. Şimşek, bütçe disiplininin önemini vurgulayarak, bunun sadece borç sürdürülebilirliğiyle ilgili olmadığını, enflasyonu düşürmek ve Merkez Bankasına destek sağlamakla da ilgili olduğunu dile getirdi. Güçlü dolar ve yüksek ABD tahvil getirilerinin gelişmekte olan piyasalar için olumsuz etkiler yarattığını belirterek, Türkiye'nin bu durumdan nispeten daha az etkilendiğini aktardı. Geçen yıl cari açığın GSYH'nin yaklaşık %0,7'sine düşürüldüğünü ve bu yıl biraz daha genişlemekle yönetilebilir kalacağını da sözlerine ekledi. Merkez Bankasının net rezervlerinin geçen 18 ayda yaklaşık 125-130 milyar dolar iyileştiğini belirtti.

Yatırım İklimi ve Dış Borç

Şimşek, odak noktasının yatırım iklimini iyileştirmek ve volatil sermaye girişlerine bağımlılığı azaltmak olduğunu söyledi. Türkiye'nin önemli bir pazar olduğunu, kişi başına düşen GSYH'nin yaklaşık 15 bin dolar ve iç pazarının 1,3 trilyon dolar olduğunu vurguladı. Doğrudan yabancı yatırımları tekrar çekmeyi umduklarını belirterek, bu yatırımların borç üretmeyen girişler olduğunu ifade etti. Enflasyonun düşürülmesi ve mali tarafta ilerlemeyle portföy yatırımcılarını vadeyi uzatmaya teşvik edeceklerini, hükümetin gelecek yıldan itibaren net dış borç ödeyicisi olmayı hedeflediğini açıkladı. İç tahvil piyasasını geliştirerek lira türünde, daha az değişken faizli, sabit kuponlu borç almayı ve vadeyi uzatmayı planladıklarını belirtti. Güçlü doların Türkiye'yi ticari açıdan olumsuz etkileyeceğini, Türkiye'nin ham maddeleri dolarla satın aldığını ve ihracatını büyük ölçüde Avrupa'ya yaptığını hatırlattı. Dolar cinsinden borç servis maliyetlerinin de yüksek olduğunu ekledi.

Yapay Zeka ve Gelecek

Şimşek, yapay zekanın dönüştürücü bir teknoloji olduğunu ancak aynı zamanda yıkıcı olabileceğini söyledi. Küresel gelir eşitsizliği ve yapay zekaya hazır ülkelerde servetin yoğunlaşması gibi endişeleri dile getirdi. Yapay zekanın üretkenlik artışı için muazzam bir potansiyeli olduğunu ancak iyi yönetilememesi durumunda sorunlar yaratabileceğini belirtti.