İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, son dönemde bazı şirketlere yönelik yapılan boykot çağrılarına sert tepki gösterdi. Avdagiç, bu çağrıların yanlış olduğunu ve kabul edilemez olduğunu vurguladı. Türkiye ekonomisinin bel kemiğini oluşturan yerli ve milli şirketlerin hedef gösterilmesinin son derece sakıncalı olduğunu belirtti. Bu tür eylemlerin, ülke ekonomisine ve istihdama ciddi zararlar vereceğini ifade etti. Avdagiç, yerli ve milli şirketlerin desteklenmesi gerektiğini, bu şirketlerin istihdama sağladığı katkının göz ardı edilemeyeceğini dile getirdi. Ülkenin ekonomik büyümesi ve refahı için yerli şirketlerin korunması ve desteklenmesinin hayati önem taşıdığını vurguladı. Bu şirketlerin, ülkenin kalkınmasında önemli bir rol üstlendiğini ve bu yüzden her türlü saldırıdan korunmaları gerektiğini belirtti. Avdagiç, boykot çağrılarının yerine, diyalog ve işbirliğine dayalı çözümler üretilmesi gerektiğini savundu.
Yerli ve Milli Şirketlerin Önemi
Avdagiç, yerli ve milli şirketlerin Türkiye ekonomisi için taşıdığı büyük önemi bir kez daha hatırlattı. Bu şirketlerin, ülkenin istihdamına, üretimine ve ihracatına büyük katkı sağladığını vurguladı. Bağımsız ekonominin temel taşlarından olan bu şirketlerin korunması ve desteklenmesinin, ülkenin geleceği açısından kritik önem taşıdığını ifade etti. Türkiye'nin güçlü ve bağımsız bir ekonomiye sahip olması için, yerli şirketlerin gelişimi ve büyümesinin desteklenmesi gerektiğini söyledi. Bu şirketlerin karşılaştığı zorlukların aşılması için, kamu ve özel sektörün işbirliği içinde çalışması gerektiğine dikkat çekti. Yerli üretimi destekleyerek, ülke ekonomisinin daha da güçlendirilebileceğini ve istihdamın artırılabileceğini vurguladı.
Ekonomik İstikrar İçin İşbirliği Çağrısı
Avdagiç, ülke ekonomisinin istikrarı ve gelişimi için tüm paydaşların işbirliği içinde çalışması gerektiğini belirtti. İstihdamın korunması ve artırılması için, yerli ve milli şirketlerin desteklenmesi ve korunmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Boykot gibi yıkıcı eylemler yerine, diyalog ve işbirliği yoluyla sorunların çözülmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin ekonomik geleceği için işbirliğinin, rekabete dayalı bir ortamın sağlanmasının ve tüm paydaşların ortak hedefler doğrultusunda çalışmasının önemine dikkat çekti. Bu sayede ülke ekonomisinin daha da güçlendirilebileceğini ve istihdamın artırılabileceğini belirtti.